2025’te Şirketlerin Gözdesi: Sağlık Sigortası ve Yan Haklar Trendleri

Türkiye’de iş dünyası, çalışan memnuniyeti ve yetenek kazanımında yeni bir döneme girdi. Mercer Marsh Benefits tarafından gerçekleştirilen 2025 Türkiye Çalışan Sağlığı ve Yan Haklar Araştırması, şirketlerin artık sağlık sigortasını stratejik bir yatırım alanı olarak gördüğünü ortaya koyuyor. 500 şirketin katıldığı kapsamlı araştırma, çalışan beklentilerinin nasıl değiştiğini ve işverenlerin bu değişime nasıl uyum sağladığını göz önüne seriyor.
Pandemi sonrası dönemde çalışma hayatının dönüşümü, yan haklar konusunda da yeni trendler yaratmış durumda. Hibrit çalışma modelinden kişiselleştirilmiş sağlık hizmetlerine, esnek yan haklardan wellbeing uygulamalarına kadar birçok alanda köklü değişimler yaşanıyor.
Sağlık Sigortası Artık Stratejik Bir Zorunluluk
Araştırmaya katılan şirketlerin %96’sı çalışanlarına bir sağlık sigortası sunuyor. Bu oran, sağlık sigortasının artık isteğe bağlı bir yan hak olmaktan çıkıp, temel bir işveren politikası haline geldiğini gösteriyor.
Enflasyon ve artan sağlık maliyetleri, şirketleri bu alanda daha kapsamlı çözümler aramaya yöneltiyor. Özellikle özel ve tamamlayıcı sigorta seçeneklerini birlikte sunan hibrit modeller yaygınlaşıyor. Bu yaklaşım, hem maliyet etkinliği sağlıyor hem de çalışanlara daha geniş bir koruma kalkanı sunuyor.
Ancak araştırmanın çarpıcı bulgularından biri, çalışanların dörtte birinin mevcut sağlık planından memnun olmaması. Bu durum, şirketleri sadece sigorta sunmakla kalmayıp, kapsamı ve kaliteyi artırma yönünde zorluyor.
Kapsam Genişliyor: Aileden Wellbeing’e
Sağlık sigortasında yeni dönemin en belirgin özelliği, kapsam genişletmesi. Şirketler artık sadece çalışanı değil, aile bireylerini de kapsayan poliçeler sunuyor. Bu genişletilmiş yaklaşım, çalışan memnuniyetini artırırken, şirketlere de rekabet avantajı sağlıyor.
Yan haklarda yükselen değerler arasında check-up hizmetleri, psikolojik destek ve wellbeing uygulamaları öne çıkıyor. Kişiselleştirilmiş sağlık hizmetleri, psikolojik danışmanlık, diş sağlığı ve sağlıklı yaşam rehberliği gibi hizmetler, çalışanların holistic sağlık ihtiyaçlarına yanıt veriyor.
Hibrit Çalışma Modeli Kalıcı Oldu
Pandemi döneminde zorunluluktan doğan uzaktan çalışma, şimdi tercih edilen bir model haline geldi. Araştırmaya katılan şirketlerin %58’i hibrit çalışma modelini benimsemiş durumda. Haftada 3 gün ofis uygulaması en yaygın tercih olarak öne çıkıyor.
Bu dönüşüm, yan haklar konusunda da yenilikleri beraberinde getiriyor. Uzaktan çalışma destekleri, ekstra izin hakları ve esnek çalışma saatleri gibi uygulamalar yaygınlaşıyor.
Esnek Yan Haklar: Bireysel İhtiyaçlara Odaklanma
Çalışan beklentilerinin çeşitlenmesi, şirketleri daha esnek yan hak paketleri sunmaya yöneltiyor. Bireysel emeklilik katkısı, özel araç tahsisi, wellbeing ve hayat sigortası uygulamaları bu kapsamda öne çıkan seçenekler.
Bu esnek yaklaşım, çalışanların kendi yaşam tarzlarına ve ihtiyaçlarına göre yan hak paketlerini şekillendirebilmesine olanak tanıyor. Böylece hem çalışan memnuniyeti artıyor hem de şirketler kaynaklarını daha verimli kullanabiliyor.
Temel İhtiyaçlar Hâlâ Öncelikli
Bu yeni trendlere rağmen, temel yan haklar önemini koruyor. Yemek kartı, yemekhane hizmetleri ve nakit ödeme sistemleri ile servis, ulaşım ödeneği gibi geleneksel yan haklar, araştırmada en çok sunulan hizmetler olarak öne çıkıyor.
Hibrit çalışma modeliyle birlikte bu alanda da çözümler çeşitleniyor. Esnek yemek çözümleri ve karma ulaşım destekleri gibi hibrit uygulamalar yaygınlaşıyor.
Geleceğin İşveren Markası: Kapsamlı Sağlık Ekosistemi
2025 trendleri, şirketlerin artık sadece sigorta sağlayıcısı değil, çalışanlarının sağlık ve refahından sorumlu bir ekosistem kurucusu rolünde olduğunu gösteriyor. Bu dönüşüm, yetenekli çalışanları çekme ve elde tutma konusunda kritik bir başarı faktörü haline geliyor.
Dijipol.com olarak, bu değişimin şirketler için hem fırsat hem de sorumluluk getirdiğini biliyoruz. Kapsamlı sigorta çözümlerimizle, işverenlerin çalışan memnuniyetini artırırken, maliyetlerini optimize etmelerine destek oluyoruz. Çünkü güçlü bir çalışan sağlığı ekosistemi, sadece bireysel refahı değil, şirketlerin sürdürülebilir büyümesini de destekliyor.